The Guardian’ın Birleşik Krallık, ABD ve Avustralya’daki veri gazetecileri, pandeminin ardındaki istatistiksel anlatıma nasıl ışık tuttuklarını ve neyin açığa çıkmasına yardımcı olduklarını açıkladılar. Guardian’da 9 Mayıs’ta yayımlanan bu yazıyı paylaşıyorum:
Mona Chalabi, Veri Editörü, Guardian ABD: Kovid-19 ile ilgili veri haberleri oluşturmak farklı hissettiriyor. Öncelikle insanlar istatistikleri soyut olarak düşünmüyor: Ne kadar kritik önemde olduklarını anlıyorlar. İnsanlar metodolojileri, eğrileri ve ölçekleri öğreniyorlar çünkü artık bu kelimeleri gördüklerinde ekrandan uzaklaşmaya eğilimli değiller. Bu durum onların sayılarla (genellikle olumsuz) ilişkilerini değiştirmeleri ve öğrenmeleri için de çok büyük fırsatlar olduğu anlamına geliyor. İnsanları korkutmadan, yalnız bırakmadan veya üzmeden bilgilendirme sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum. İlk başta özellikle ABD’de, birçok insan yeterince korkmuyormuş gibi geldi. Beni evde kalmaya zorlayan ise korkuydu: Hastalanmam ve diğer insanlara hastalığı bulaştırma korkusu. Ben de bu duygusal rezonansa sahip veri görselleştirmeleri yaratmaya çalışıyordum: Bu durumun ciddiyetini ifade edecek şekilde sayıları yansıtan çalışmalar. Sanırım şimdi çoğu insanın durumun ciddiyetini kavradığı yerde ihtiyaç biraz değişti. Artık bu durumla nasıl başa çıkacakları konusunda bilgiye ihtiyaçları var.

İllüstrasyon: Mona Chalabi / Kimler evlerinden çalışabiliyor?
Caelainn Barr, Proje Editörü: Veriler bu krizde anahtar konumda ve bize virüsün nasıl yayıldığının, en çok kimi etkilediğinin ve politik iradeyle çıkış yolunu açmaya yardımcı olabileceğinin hikâyesini anlatıyor. Veri setlerinin dışında kalanlar beni büyülüyor. Topladığımız ve atladığımız şey, bize bir toplum olarak neye değer verdiğimiz ve neyi gözden kaçırdığımız hakkında bir şeyler söyler. Verileriniz yoksa, sorunu anlayamaz veya çözmek için etkili bir kamu politikası oluşturmaya başlayamazsınız. Bir gazeteci olarak, veri setlerindeki boşluklar size neyin anlaşılmadığı konusunda bir fikir verir ve daha derinlemesine incelenmesi gerekir. Bu düşünce tarzı, bugüne kadarki haberlerimizin çoğunu yönlendirdi. Hükümetin açıkladığı ölü sayılarındaki kusurları ortaya çıkardık, parkların kapatılması durumunda en yoksun/yoksul olanların orantısız bir şekilde nasıl etkileneceğini gösterdik, Siyah, Asyalı, Etnik Azınlıkların (BAME) Kovid-19’dan ölme riskinin daha fazla olduğunu ortaya çıkardık ve neden yoksulların zenginlere göre virüsten ölme olasılığının iki kat daha fazla olduğunu araştırdık. Şu anda çalışmak inanılmaz derecede zahmetli. Çoğunlukla, hızlı gelişen bir krizde yeni bilgileri ve düzensiz veri setlerini anlamlandırmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar veriler bize virüsün kesinlikle sosyal bir dengeyi gözetmediğini gösterdi. Hatta virüs toplumdaki çatlakları buldu ve onları ardında kadar açtı. Uzun süredir devam eden eşitsizlikleri acı verici bir şekilde netleştirdi. Manşetteki sayıların ötesinde sorgulama yaparsak, veriler virüsün en çok kimi etkilediğini anlamamıza yardımcı olabilir. Böylece bu süreç geçtiğinde daha adil bir toplum oluşturabiliriz.

Grafik yüksek azınlık popülasyonuna sahip alanlarda Kovid-19 kaynaklı ölüm oranlarının daha yüksek olduğunu gösteriyor.
Pamela Duncan, Veri Gazetecisi: Salgının başlangıcından bu yana profesyonel olarak gazetecilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri Koronavirüsün insani maliyetini hesaplamak olmuştur: Hatta ölümlerin sayısını bile sunmak gerçekten zordur. Sorunun bir kısmı, Birleşik Krallık ve diğer yerlerdeki sorumlu kurumlar tarafından veri toplama ve aktarmanın standartlaşmakta yavaş kalmasıdır: Can kaybı verileri, istatistik sağlayan kurumlar tarafından gecikmeli olarak toplanır. Ancak Kovid-19 kaynaklı ölümler halkın ilgisini çekiyor ve bu nedenle verilerin dolaşıma açılması gerekiyor. Bu nedenle benim gibi veri gazetecileri için son iki ayın büyük bir kısmı veri peşinde koşmakla, çeşitli kuruluşların sayılarına hangi ölümlerin dâhil edilip edilmediğini ve neyi karşılaştırabileceğimizi ya da karşılaştıramayacağımızı bulmakla geçti. Guardian’da çalışan bir gazeteci olarak her zaman gerçeği aktarmaya odaklanırsınız. Bu durum hiçbir zaman, sayıları eksik aktarmanın rehavete, abartmanın ise paniğe neden olabileceğinin aşırı farkında olduğunuz bu krizden daha belirgin olmamıştı. Bazıları gazetecileri yeterince eleştirel olmadıkları için eleştirirken, bazıları ise yanlış ve tehlikeli bir şekilde sayıların abartıldığını öne sürüyor. Ama bizi ilgilendiren bu tip insanlar değil: Gerçeğe ulaşmak ve öğrendiğimizde bildiklerimizi anlatmaktır. Bu, sadece BÜYÜK RESMİ ortaya koyup onu orada bırakmadığımız anlamına gelir. Bunun yerine, neden BÜYÜK RESMİN bütün resim olmadığını düşündüğümüzü açıklıyoruz. Okurlarımızın şu anda tüm yanıtlara sahip olamayabileceğimizi ancak onları elde etmek için yorulmadan çalıştığımızı fark edebilecek yeteneğine inanıyoruz.
Nick Evershed, Veri ve Etkileşim Editörü, Guardian Avustralya: Avustralya Kovid-19’a erken tepkisi sayesinde bir başarı öyküsü yazmıştır. Yeni vakalar günde 20’nin altına indi ve diğer ülkelere göre milyon kişi başına çok daha az ölümle karşılaşıldı. Eğriyi düzleştirmedeki bu erken başarının, kısıtlamaların hafifletilmesini ve ikinci bir dalganın beklentisini nasıl etkileyeceği görülecektir. Avustralya’da Koronavirüs yayılımı kötüleşmeye başladığında, salgının temel yönleri hakkında haber yaparken önemli zorluklarla karşılaşıldı. Verileri raporlama süreleri ve yöntemlerinin farklılığından dolayı; vaka sayısı, ölümler ve test oranları gibi temel bilgileri doğru bir şekilde almak, Avustralya’da yer alan dokuz ayrı hükümet tarafından yayımlanan bilgilerin üzerine odaklanmayı gerektiriyordu. Benzer çalışmaları yürüten diğer projelerden ilham alarak verileri izlemeye başladık ve ardından bunları yeniden kullanıma izin veren bir lisansla yayınlamaya karar verdik. Bu karar meyvesini verdi: Veriler, pandeminin Avustralya üzerindeki etkisini analiz etmek ve görselleştirmek için araştırmacılar, özel şirketler ve sıradan vatandaşlar tarafından kullanıldı. Verilerin açık bir şekilde erişilebilir olması sayılarımızın sürekli olarak kontrol edildiği anlamına gelir ve bu da mümkün olduğunca doğru olmalarını sağlar. Bu tutum özellikle önemli zaman baskısının altında kaçınılmaz olan bazı hataların olduğu günlerde yararlıydı. Neyse ki okuyucu e-postalarının yardımıyla da hatalar hızla düzeltildi. Tepki olağanüstüydü. Özet sayfa, pandemi sırasında ürettiğimiz en popüler çalışmalardan biri oldu ve bu yazı yazıldığı sırada 5.4 milyon sayfa görüntülenmesi elde etti. Bu veriler, okuyuculara mevcut durumun kısa bir özetini vermek için tüm canlı bloglarımızda da kullanılmaktadır.

Eyalet ve bölge bazında doğrulanmış Kovid-19 vakaları
Niko Kommenda, Görsel Proje Editörü ve Pablo Gutiérrez, Görsel Sanatçı: Koronavirüs krizinin görsel olarak yönlendirilen haber hikâyelerine büyük ölçüde fayda sağlayacağını çok erken fark ettik. Konuyla ilgili ilk görsel çalışmamızı, teyit edilen vakaların ve ölümlerin büyük çoğunluğunun hâlâ Çin’den geldiği Şubat ayı başlarında yayımladık. Bu erken aşamadan itibaren, okuyucularımız hikâyenin ayrıntılarını anlamaya hevesliydi. Biz de anlaşılması kolay ve net sonuçlar sunan bir şekilde haberleştirmek istedik. Haritaları ve grafikleri kullanarak her gün hastalığın yayılımını ve hızını analiz edebildik. Görsel analizimiz, ülkeler arasında karşılaştırmalar yapabildiğimiz, verileri tarihsel bağlama oturtabildiğimiz ve farklı bölgelerde gerçekleşen farklı senaryolara ışık tutabildiğimiz için gelişti. Dünyanın dört bir yanında görsellerle ilgilenen gazeteciler, vaka sayılarından virüsün üreme sayılarına, ölüm oranlarına kadar verileri açıklamanın ve bağlama koymanın daha ustaca yollarını buluyorlar. “Flatten the Curve / Eğriyi Düzleştirmek” belki de iyi tasarlanmış ve akılda kalıcı bir görselleştirmenin en iyi örneğidir ki tek başına kelimelerle aktarılmaya çalışıldığında çok daha uzun bir açıklama gerektiren bir kavram için evrensel olarak anlaşılan bir metafor haline gelmiştir. Ekibimiz, veri görselleştirme topluluğu içindeki canlı tartışmaları yakından takip ediyor ve dünyadaki durumu aktarmak için yeni yollar deniyor ayrıca kendi Koronavirüs takibimizi geliştirmek için sürekli çalışıyoruz. Ayrıca, e-posta ve sosyal ağlar aracılığıyla her gün bize ulaşan grafiklerimizi nasıl yaptığımıza dair çeşitli sorularla okuyucularımızdan artan bir ilgi gördük. Küresel salgın devam ederken, karantina önlemlerinin küresel hava kirliliğini nasıl azalttığını haritalandırmaktan ekonomi üzerindeki feci etkiyi ölçmeye kadar, virüsün yaşama ve çalışma şeklimizde yarattığı dramatik değişikliği anlamak için görselleri kullanıyoruz.

Koronavirüs nedeniyle Çin’de hava kirliliği seviyelerinde ciddi bir düşüş görüldü.
Bir yanıt yazın