Deprem, Uydu verileri, Açık veri ve haritalar

Uzunca bir aranın ardından bülteni, Güneydoğu Anadolu Bölgesini yerle bir eden ve bölgeyle doğrudan bağı olan ya da olmayan birçoğumuzu derinden etkileyen deprem odaklı hazırlamak istedim.

Post-it’in yayımlanmamış 10. sayısında TikTok platformu ve gazetecilik ilişkisine dair yazılara değinmiş, veri görselleştirme çalışmalarını incelemiş hatta kapanış için de futbola dair veri odaklı bir yazı ve kısa bir hikâyeye yer vermiştim -bu yazının en sonuna bir kısmını tekrar ekleyeceğim-. Bültenin büyük bir bölümünü hazırlamış ve birkaç eksikle, 6 Şubat Pazartesi toparlayıp paylaşmayı umarak taslaklara kaydetmiştim. O gün sabaha karşı aldığımız haberlerin ardından o sayıyı yayımlamam söz konusu olmadığı gibi önceki sayılarda da paylaştığım türde yazıları da sonrasında okuyamadım. Aradan geçen yaklaşık bir ay birçoğumuza bir yıl gibi gelmiştir diye düşünüyorum -en azından bana öyle hissettirdi-. Bu süreçte ise afet ve kriz anlarında verinin önemi, konumu ve bu bağlamdaki çalışmalarla ilgilenerek bu konulara odaklanan bir gündemle sayıyı baştan düzenleyerek aranın ardından tekrar paylaşımları sürdürmek istedim.

Open Street Map Türkiye

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin hemen arkasından harita mühendislerinin öncülüğünde yer çizenler ekibi Open Street Map üzerinde veri girişi için çağrı yaparak maphaton gerçekleştirdi. Ulusal ve uluslararası katılımcıların da desteğiyle Maxar ve Planet’in uydu verilerinden yararlanarak binalar, konutlar ve yollar, ayrıca bu verilere dair bilgiler Open Street Map’e aktarıldı. 6 günlük maphaton Sosyal Kafa kanalından canlı yayımlandı. Kısa sürede bölgedeki yerleşim yerleri ve yollara dair; harita üzerinde; lisanssız, kullanıma hazır, güncel veriler toplandı. Bu süreci zaman döngüsü içerisinde görselleştiren paylaşıma göz atabilirsiniz. Bu veriler sahada çalışanlara doğrudan fayda sağlarken uzun vadede birçok çalışmada başvurulacak bir kaynağa dönüştü.


Artçı sarsıntılara dair ilk veriler

Sarsıntının boyutunu sürecin içerisindeyken görmemizi sağlayan ve neredeyse depremin ilk anlarında kamuoyunda farkındalık yaratan, Kandilli Rasathanesi verilerinin harita ve grafik üzerinde değerlendirilmesiyle oluşturulan veri görselini hatırlatmak isterim. Paylaşım linkini de ekliyorum.

Dayanışma ve afet haritaları

Bölgede yaşanan sorunlara dair tekrar eden ve zaman zaman yanıltıcı olabilen bilgiler ya da ihtiyaç giderilse bile sosyal medyada dolaşımda olmayı sürdüren çağrılar, bölgedeki enerji, internet ve şebeke sorunlarıyla bir araya gelince sivil toplum açısından organizasyon sorunlarını ortaya çıkardı. Bu sorunu gidermek üzere birçok girişim; afet, dayanışma ve ihtiyaç haritaları oluşturdu. Bölgede deneyimlenen sorunlar; teyit edilmiş, çevrimiçi ve açık verilerin yer aldığı platformların gerekliliği konusunda bizler için maalesef acı bir ders oldu. Bu konuda gönülülük esasıyla hızlıca verimli platformlar oluşturuldu. Bu çalışmaların bir kısmının öncüleri süreci Wired‘a anlattı. Depreme dair çeşitli alanlara odaklanarak hayata geçirilen platformların GIJN tarafından flood halinde derlenmiş halini de aktarmak istiyorum. Ayrıca bu süreçte Newslab’de öğrencilerimiz de girişimleri inceleyerek tanıtıcı yayımlar yapmak amacıyla paylaşımlar hazırladı.


Uluslararası basında depremin yankıları

Uluslararası basında yıkımın boyutlarını aktarmak için MaxarPlanet Labs ve Google Maps‘in uydu verilerine, deprem öncesi ve sonrası karşılaştırmalı olarak paylaşılmak üzere sıklıkla başvuruldu.

 (3 of 3)

Uydu verilerine değinmişken Avrupa Birliği uzay programı uydu verileriyle yıkılan veya hasar alan binaları bölge bölge yayımladı ve NASA da yıkıma dair görüntüler paylaştı. Fay hattı bölgesinde yaşanan kırılmayı uydu verileri ile saptayan bu paylaşımı da eklemek istiyorum. Ayrıca ilerleyen bölümlerde de sıkça değineceğim uydu verileri üzerinden sürdürülen hasar tespit çalışmalarına, yapay zeka modelleri de yardımcı oldu.

Depremin hemen ardından ilk saatlerde uluslararası gazetelerde, depremin merkezini ve etki alanını vurgulayan harita görselleştirme çalışmaları yer aldı.

 (1 of 5)

 (2 of 5)

 (3 of 5)

 (4 of 5)

 (5 of 5)

BBC, El Confidencial, El País, Les Echos, The New York Times

Depremin ilk saatlerinde sarsıntının etki alanlarını gösteren yukarıda paylaştığım basit harita görselleştirmeleri, daha sonra ise detaylı veri anlatıları yayımlanmaya başlandı.

 (1 of 7)

 (2 of 7)

 (3 of 7)

The Wall Street Journal

 (4 of 7)

 (5 of 7)

 (6 of 7)

 (7 of 7)

The Wall Street Journal

The Wall Street Journal’da yayımlanan haberde -üstte-; bölgeye erişimde yararlı olabilecek, hasarlı veya açık ulaşım yöntemlerine dair bilgi veren harita görselleştirme çalışmaları aktarıldı. Ayrıca, neredeyse hepimizin artık temel jeoloji kavramlarına aşina olmasının önünü açan teknik bilgiler, basit görseller ile okuyucularla paylaşıldı. Bu görselleştirmeler tektonik hareketlilik yönüne, zemin sıvılaşmasının nedenlerine, majör depremlerde derinlik faktörlerine odaklandı.

Depremin ardından çok geçmeden Financial Times’ta da sarsıntının merkezini, etki alanını, bölgenin deprem geçmişini, fay davranışını açıklayıcı görseller paylaşıldı. FT’ın haritasında etkilenen bölgenin büyüklüğünün anlaşılması için ölçü amacıyla Belçika haritasının kullanılmasına da dikkat çekmek istiyorum. Uluslararası kamuoyu açısından bu tip bilgilendirme ipuçlarına başvurulabiliyor.

 (3 of 3)

Financial Times

 (1 of 3)  (2 of 3)

Ayrıca Financial Times’ta yer alan haber içerisinde, depremin yıkımını anlatan ve Planet’ten alınan uydu verileri, karşılaştırmalı bir şekilde görselleştirilmişti:

Financial Times

Bahsi geçen haberin ardından geçen süreden sonra, çok sayıda gazetecinin iş birliği içerisinde hazırladığı detaylı bir araştırma da Financial Times’ta yayımlandı. Meydana gelen depremin simge yapılarından olan -habere referansla- “Türkiye’nin inşaat sistemindeki çürümenin simgesine dönüşen” Rönesans Rezidans’ın yıkılma sebeplerini açığa çıkaran ve tanıtımında yer alan -cennet vaadi- üzerine “Cennetten bir köşeden cehenneme” başlığıyla paylaşılan bu haberde de ilginç detaylar yer aldı.

Financial Times

Financial Times’ın analizine göre, yapıdan örnekler alınmadan yıkımın kesin sebebini söylemek zor olsa da; mimari planlar, inşa süreci, enkaza dönüşen yapının görüntüleri yıkımın muhtemel sebeplerini gösterebilir. Uydu verileriyle sitenin inşaat detaylarının yer aldığı haberde, binanın modeli de çıkarılarak; zemin katın yumuşak kata dönüşme ihtimali ve proje sürecinde güneye bakan daire sayısını artırmak adına apartman bloğunun dikdörtgen tasarlanmasının hatalı olabileceği üzerine göstergelere değiniliyor.

Reuters’ta da depreme dair detaylı veri anlatıları yer aldı. Burada paylaşacağım üç Reuters haberinden ilki “Yırtılma/Kırılma” manşetiyle; bölgenin yapısı, fayın davranışı ve dalganın frekanslarına göre binaların tutumu üzerine yoğunlaştı. Ayrıca bu haberde, Gaziantep’teki binaların durumu da akademik çalışmalara referansla görselleştirildi.

Reuters

Reuters‘ın deprem odaklı bir diğer dikkat çeken veri haberi ise fay kırılmasından kaynaklanan, yer hareketlerine ve fay hattının çevresindeki yerleşimlere odaklanıyordu. Twitter’da Çağrı Mert Bakırcı‘nın paylaşımıyla, ülkemizde de büyük kitlelere erişen haber veri odaklı anlatılara ilgi bağlamında önemli bir farkındalık yarattı. Haberde fayın her iki tarafındaki dramatik hareketlilik uydu görselleri ile yansıtıldı. Bu anlatının yanı sıra haberde yer alan iki görsele ayrıca parantez açmak istiyorum. Bunlardan ilki -aşağıda yer alan- fay zonunun iki yakasında, yaklaşık 3 km’lik alanda nüfus yoğunluğunun oluşmasını gösteriyordu. Bu yoğunluğun sebepleri arasında ise; dağların arasında düzlük alan, suya erişim ve dolayısıyla verimli topraklar ve son olarak ise yol bağlantıları gösterildi. Ayrıca diğer harita görselleştirmede iki büyük sarsıntının yaşandığı fay hattı uzunluğu, diğer ülke haritaları üzerinde modellenerek yaşananların boyutu konusunda duygudaşlık kurulmasının önünü açabilecek anlaşılır bir bilgi sağladı.

Reuters

Reuters’ın dikkatimi çeken üçüncü haberinde artçı şoklar ön plandaydı. Büyük depremlerin ardından meydana gelen artçı sarsıntıların hangi bölgelerde yoğunlaştığı ve bu sarsıntılardan tekrar tekrar etkilenen alanların, zaman akışı içerisinde ve etkileşimle desteklenen grafiklerle ele alınması farklı bir bakış açısı olarak karşımıza çıktı.

Reuters

New York Times ise Kahramanmaraş’ın uydu görüntülerini paylaşarak yıkımın uydu verileri ile doğrudan tespit edilebildiğini vurguladı. Ayrıca, haberde Google Street Maps’ten alınan görüntüler ile sahadan kaydedilen görüntüler kıyaslanarak enkaza dönüşen yapılara dikkat çekildi.

 (2 of 3)

The New York Times

The Washington Post’ta, yaşanan kayıplara ve bölgenin sarsıntı geçmişine ışık tutan harita ve grafikler yer aldı.

 (1 of 3)

 (2 of 3)

The Washington Post

The Economist’in Ollie Ballinger imzalı bir haberine ve Ballinger’ın oluşturduğu hasar haritasına da değinmek istiyorum. Haberde, deprem bölgesinde hasar gören yapıların durumu metrekare fiyatları üzerinden karşılaştırılarak, gelir durumu düşük olan bölgelerde yaşanan hasarın daha büyük olduğu tespit edildi. Ayrıca paylaşılan hasar haritasında da bölge bölge yıkımın boyutları aktarıldı.

The Economist

Doğrulama çalışmalarında veri

Dayanışma çalışmalarında olduğu gibi, yıkımın muhtemel sorumluları peşinde iz sürerken açık kaynaklı veriler yol gösterici olabiliyor. Bu konuda Teyit.org’da yayımlanan, Malatya’da depreme dayanıklı olarak tanıtımı yapılan binaya dair uygulamalar ve açık platformlar üzerinden incelemeler yapılarak doğrulama çalışmaları gerçekleştirildi.

Sorumlulara ve iz sürmeye değinmişken içinde bulunduğumuz süreçte, açık verilerin birçok farklı platform tarafından ilgi gördüğünü kanıtlayan bir paylaşımı not etmek istiyorum. İlgi gören görsel hikaye anlatılıcığına odaklanan içerikleriyle dikkat çeken Slot, bakanlık verilerine başvurarak imar affı haritası, görsel ve infografikleri paylaştı. Bu tür paylaşımlar, açık veriler ve kullanımı konusunda önem taşıyor.

Açık veriler bağlamında tartışılan bir konuya da özellikle değinmek istiyorum. Çünkü bu tartışma bizi ülke içerisinde kullanabileceğimiz açık verilerin sınırlarına götürüyor. Gazeteci Mesut Ersöz’ün Twitter’dan yaptığı aşağıda yer alan paylaşım, Kahramanmaraş’ın 2004 ve 2022 yılları arasındaki değişimine ve şehrin büyümesine dikkat çekiyordu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın depremde yıkılan yapıların yüzde 98’inin 1999 öncesi inşa edildiği açıklamasını bu görsel ile birlikte düşününce bir tutarsızlık ortaya çıkıyor. Yalnızca Kahramanmaraş üzerine odaklansak bile son 20 yılda genişleyerek büyüyen bir şehir görmek mümkün ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın söyleminin doğruluğu üzerine yoğun şüphe doğuyor. Elimizdeki görseller ve bununla birlikte TÜİK’ten elde edilen Kahramanmaraş’ta ikamet edenlerin %58,1’inin 2001 ve sonrasında inşa edilen konutlarda yaşadığına dair verileri de biliyoruz. Fakat yıkılan binaların spesifik olarak hangi yılda inşa edildiğine, yıkılan bu yapıların kaç konuta sahip olduğuna dair verilere doğrudan erişemediğimiz ve sahadan toplanan yapılara dair bilgilerin henüz açık bir veri kaynağına dönüştürülmemesinden de kaynaklanan sorunlar sebebiyle söylemin doğruluğunu ya da yanlışlığını saptamak da mümkün olmuyor. Bu konuda Teyit.org’un çalışmasını da linke ekliyorum. Bültenin başına dönerek Open Street Map gibi açık veri ve haritalama girişimlerinin, ayrıca kamu kurumlarının veri kaynaklarının önemini bu gelişmeler ekseninde tekrar belirtmek gerekiyor.


Bültenin önerileri

  • Bülten içerisinde sıkça uydu verilerinin karşılaştırmalı örneklerine yer vermiştim. Bu görseli uygulama süreci adına yol gösterici olabilecek içeriği eklemek istiyorum. Ayrıca, GIJN Türkçe’de yer alan uydu görüntülerini kullanma rehberi de incelenebilir. Bununla birlikte depremin hemen ardından, sarsıntının merkezini gösteren basit harita görselleştirmelerine de değinmiştim. Bu görsellerin, Datawrapper ile nasıl gerçekleştirileceğini görmek için linke eklediğim tweet serisine göz atabilirsiniz.
  • Twitter platform bünyesinde geliştirilen üçüncü parti uygulamaların erişimini geçtiğimiz aylarda kapatmıştı. Daha sonra API aracılığıyla erişimlerde de kısıtlamalar geleceğine dair açıklamalar yapılmıştı. Bu bültende ve daha önceki yayınlarımda da Twitter verilerinin, veri gazeteciliği pratiklerinde ve akademik araştırmalarda ne denli önemli olduğuna ve Twitter’dan veri çekme ve uygulama sürecine değiniyordum. Öyle ki bültenin başında ele aldığım dayanışma ve yardım çağrılarının derlenmesi ve afet haritalarının oluşturulması ve Twitter aracılığıyla yapılan yardım çağrılarının sistematik biçimde veri setine dönüştürülmesi bu API’lar aracılığıyla gerçekleşmişti. Depremle aynı döneme denk gelen bu süreci ve Türkiye’den Twitter’a yapılan çağrıları içeren iki haberi ekliyorum. Buna karşılık TikTok’un araştırmalar için paylaşmayı planladığı API’lara dair denemelerin başladığını açıklayan bu haberi de not edebiliriz.
  • Bölgede yaşanan nüfus hareketliliği konusunda fikir oluşturabilmesi adına, CrisisReady’nin Meta verilerine dayandırarak hazırladığı grafikleri paylaşıyorum. Depremde etkilenen illerde meydana gelen temel nüfusun altına düşüş ve çevre illerdeki nüfus hareketliliği incelenebilir. Ayrıca CrisisReady’nin bölgedeki ticari faaliyetlere ilişkin veri paylaşımları da göz atmaya değer.

CrisisReady

 (1 of 2)

CrisisReady

Veri görselleştirme çalışmalarını ele almışken Anadolu Ajansı infografiklerine not düşmeden geçmek olmazdı. AA, tarafından deprem anından itibaren “Asrın Felaketi” başlığıyla onlarca infografik yayımlandı. Bu infografiklerde bölgede meydana gelen hasarlara, eksiklik ve ihtiyaçlara yeterli düzeyde odaklanılmıyor. Paylaşımlarda bölgede yapılan çalışmalar, bölgedeki ulaşım hatlarına dair sorunlar, müdahalelerde yer alan STK’lar ve uluslararası yardımlar, kurumların çalışmalarının tanıtımları yer alıyor. AA’nın Asrın Felakati başlığı altında paylaştığı, TOKİ’nin deprem dayanıklı konutlarına dair infografiği ise yarattığı çelişki nedeniyle eleştirilmişti. Bu infografiklerin veri kaynakları, görsel yapılarını incelemek için infografik sekmesi içerisinde deprem filtrelemesi yapılabilir.

Depremde yaşananlara dair YouTube’da izlediğim video içeriklerden birkaçını da paylaşmak istiyorum: Wall Street Journal tarafından yayımlanan “The Science Behind the Massive Turkey-Syria Earthquakes” bunlardan ilki, Vox’ta enkaza dönüşen yapıları ele alan “How these buildings made Turkey-Syria’s earthquake so deadly”, sarsıcı görüntülerle arama kurtarma çalışmalarını yansıtan Vice News haberi, ve son olarak fay kırığını takip eden drone görüntülerini yansıtan Guardian ve ITV içerikleri linklerini ekledim.

Haberlerden de gördüğümüz üzere uydular aracılığıyla sağlanan veriler ve görüntüler kırılmanın analizi ve hasar tespitinde etkin rol oynadı. Bu bağlamda yer gözlem programlarının işleyişine ve çalışmalara dair bilgiler paylaşan yazıyı ekliyorum.

Deprem gündemi içerisinde son paylaşımı Cenk Yaltırak’ın yayınlarına dikkat çekerek yapmak istiyorum. R ve Python aracılığıyla görselleştirilen, kodlama ve veri odaklı çalışmalarıyla hazırladığını belirttiği Marmara Denizi fay zonunu anlatan yayını öneriyorum. Ayrıca Yaltırak Hoca’nın açık veriye ulaşma konusunda yaşadığı zorlukları da aktardığı bölümler dikkat çekiyor.


6 Şubat öncesi yayımlamayı düşündüğüm fakat yayımlayamadığım bültenden notların bir kısmını paylaşıyorum:

  • Geçtiğimiz haftalarda denenmeye başlanan bir özellik ile medya kuruluşlarının, kurumda çalışan gazetecilerin ayrılığı sonrası Twitter hesapları üzerinde hak iddia etmesinin önü açıldı. NiemanLab’de yer alan yazıya göre geçmişte de bu tür anlaşmazlıklar yaşanmıştı. Twitter’ın bu yeni özelliği, gazetecilerin profilinde çalıştıkları kurumlara dair ikonlara yer almasını sağlıyor.
  • Bültenlerde ödeme duvarına sahip içerikleri sıkça paylaşıyorum. Derinlemesine, detaylı, veri odaklı içeriklerin paywall arkasında olmasının Türkiye’deki gazeteciler, gazetecilik ve yeni medya öğrencileri için sorun yarattığını düşünüyorum. Bu konu hakkında yürüttüğüm çalışmaya dair geçtiğimiz aylarda Marmara Üniversitesi’nde yaptığım sunumun özet metnini paylaşmak istedim.
  • Geçtiğimiz hafta yayımladığım Post-it’in 9. sayısı uzun, detaylı ve keyifliydi -bence-, fakat diğer sayılardan daha az ilgi gördü. Gözden kaçıranlar için tekrar paylaşmak istedim.
  • TikTok ve gazetecilik ilişkisine değinmişken konuyla ilgili NewslabTurkey’de yayımlanan keyifli çeviriyi ve geçtiğimiz yıl yayımladığım makaleyi birlikte paylaşıyorum. Ayrıca Post-it’in 2. sayısında Tiktok’ta yapılması planlanan araştırmalar için yol gösterebilecek üç yazıyı paylaşmıştım onu da hatırlatmak istiyorum.
  • Dünya Kupası’nın tamamlanmasından sonra futbolla ilgili “dişe dokunur” içeriklerin benim açımdan azalmasıyla birlikte bu konudaki paylaşımlarımı da azalttım. Geçtiğimiz gün Opta Analyst’te okuduğum keyifli yazıyı ise ayrı yere koyarak paylaşmak istedim. Graham Potter’ın en dipten gelen antrenörlük yolculuğu bana yıllar önce okuduğum Ayağa Oyna Phonpei hikâyesini hatırlatıyor ve ilgimi çekiyordu. Bu sebeple onun antrenörlük kariyerinin zirve yaptığı Brighton’ı izlemeye çalışıyordum ki Potter’ın ayrılmasından sonra da zaman zaman maçları takip ettim. Analyst’te yer alan yazıya döndüğümüzde ise, Potter’ın ardından Brighton’da meydana gelen yerleşim, savunma ve hücum sistem değişiklikleri ve bununla birlikte De Zerbi’yle sürdürülen başarı incelikle aktarılmış.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir