Arşivleme ve geri dönüp kontrol etme takıntılı benim için bu senenin en keyifli kararlarından biri –sene başında alındı, sonunda uygulandı– takip ettiğim içerikleri haber bültenine dönüştürmek oldu. Umarım bu yıl, sizlerin de desteğiyle bülteni daha fazla kişiye ulaştırıp benzer içerikleri takip edenler olarak bu bülten aracılığıyla bir topluluk oluşturabiliriz. İyi seneler 🙂
Gazetecilikte yeni yıl öngörüleri
Niemanlab, gazeteci ve araştırmacıların 2023 yılında gerçekleşmesini düşündükleri -ya da umdukları- gelişmeler üzerine fikirlerine yer verdi. Bu çalışmadan dikkatimi çeken “öngörülerin” özetlerini paylaşmak istedim:
- Gazeteciler ve haber organizasyonları Twitter’ın yerini Twitter benzeri bir platformun almayacağını fark edecek. Önümüzdeki yıl hangi sunucuda yer aldığının önemi olmaksızın; içeriklerin paylaşılabildiği, hedef kitleye göre seçili mesajların gönderilebildiği, ödeme sistemleri ile doğrudan ilişkili ve içerik üreticilerine kaynak sağlayabilecek detaylara sahip, tekil platformların ötesine geçen bir ekosistemin hayata geçmesi hâyâl değil.
- Yapay zekâya dayalı algoritmaların yanlış ve yanıltıcı bilgileri doğrulama çalışmaları yaygınlaşacak. Fakat uygulama sırasında bazı doğrulama pratikleri başarılı olurken bazıları başarısız olabilir.
- Günümüzde sosyal medyada yaşananlar hakkında bilgisiz kalmanın toplumda yaşananları saptayamayacağımız anlamına geldiğini fark etmemiz gerekiyor. Sosyal medyada olup bitenleri analiz etmek için ise veri gazetecilerinin, platformların sunduğu veriler ve izinlerle yetinmeyip foto muhabirleri gibi “Algoritma Şehrinin” sokaklarında dolaşması gerekiyor. Bu sebeple platformlardan bağımsız olarak araştırma mühendisliği teknikleri geliştirmeye yatırım yapmalıyız.
- Podcast yayıncılığı her geçen yıl büyümeyi sürdürüyor ki önümüzdeki yıl da büyümeyi sürdürecek gibi görünüyor. Fakat bu büyüme, alandaki rekabeti besliyor ve rekabet çeşitli olumsuz sonuçlar doğuruyor. 2023’te alanda içerik üretenler, “herkesten daha iyi” olmaya değil, “herkesle iş birliği yapmaya”, rakip yaratmak yerine ortaklıklar aramaya odaklanmalı.
- Podcast yayıncılığı yerel topluluklar için önemli bir haber, anlatı ve fırsat kaynağı olarak büyüyecek. Önümüzdeki yıl, podcast yayıncılığını seçenler, izleyicilerini ve kendilerini daha da güçlendirecekler.
- Associated Press ve Reuters gibi ajanslar daha önce finans haberciliğinde ve spor müsabakalarının sonuçlarında robot gazetecilik denemelerine başvurdular. Fakay yapay zekâ ve makine öğrenmesi destekli dil modelleri bu denemeleri bir adım öteye götürebilir. Önümüzdeki günlerde, bu tür araçlar haber merkezlerine yaygınlaştıkça gazetecilik etiği hakkında yeni sorulara da yol açacaklar.
- Gazeteciliğin iş modellerinde sorun ve gazeteciliğe olan güvende bir zedelenme var. Gazetecilikte bir kriz olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu, gücü kimin elinde tuttuğu ve hikâyeleri kimin anlattığıyla ilişkili. Ve fakat, sektörü yöneten bir grup insan için sistem gayet iyi işliyor. Yarının gazeteciliği ise birden fazla cephede hareket ederek endüstrinin çok uzun süredir biriktirdiği ve silah haline getirdiği güce meydan okuyacak. Bu gücü paylaşacak ve değiştirecek.
- Kötü haber bültenleri, tüm kötü ürünlerin olması gerektiği gibi yok olmaya devam edecek. Sadece gelen kutularını tıkayacaklar – ve temizlenmeleri gerekecek. Ancak sıkı takipçilerin, yüksek kaliteli içeriği derli toplu tüketmeleri için iyi hazırlanmış bir haber bülteninden daha iyi bir seçenek yoktur.
- 2023, gazetecilik ve kapitalizmin nihayet ayrıldıkları yıl olacak. İlişkileri her zaman sıkıntılıydı ancak şimdi toksik bir hâl aldı. Tabii ki, post-kapitalist medya sistemi bir gecede ortaya çıkmayacak. Bazı kâr amacı güden haber medyası varlığını sürdürecek hatta belki de gelişecektir. Ancak kâr amacı gütmeyen medya, nihayetinde bilgi ve iletişim ihtiyaçlarımızı dengede tutmalıdır.
- TikTok’un çocuklar için bir dans uygulamasından çok daha fazlası olduğu açık. Genç izleyicilerle yeni yollarla bağlantı kurmak için TikTok hesaplarını kullanan daha fazla gazeteci göreceğiz. NPR ve The Washington Post, TikTok’un genç izleyicilerle bağlantı kurmak için işe yaradığını kanıtladı. Kitlelerle bulundukları yerde buluşmalı ve onlara anlamaları kolay şekillerde haberler vermeliyiz ve bugün bu TikTok’ta gerçekleşiyor. İnsanlar, tanınmış kişilerden giderek daha fazla erişim ve şeffaflık talep ediyor ve bu durum gazetecileri de kapsayacak.
- Sosyal medya platformları değişiyor ve biz onların sonunu tahmin etmeye çalışıyoruz. Çünkü onların evrimine çok yakından bakıyoruz ve değişikliklerini bitiş noktaları olarak algılıyoruz. Bir fikir olarak sosyal medyanın sonu, en azından yakın gelecekte pek olası görünmüyor. Bu hikâyede hala yazılacak çok bölüm var ve gazeteciliğin hala oynayacağı büyük bir rol var.
- The New York Times’ın spekülasyonunun aksine, haber bülteninin zirvesinde değiliz. E-posta aracılığıyla haber bülteninin zirvesindeyiz. İnsanlar çok küçük bir konuda ayağa kalkıp daha iyi bir şey talep edecekler: Açık kaynak, kolayca kullanılabilir, niş sürüm olmayan veya yapay zekâ kullanmayan bir RSS.
- Yapay zekâ konusunda ihtiyatlılığı anlıyorum ancak yapay zekânın özel bir beceri olduğu ve bazı gazetecilerin haber ekosistemini geliştirmek için bu teknolojiden yararlanabilecek kişiler olarak kariyerlerinde ilerleyeceği bir vizyonu paylaşmak istiyorum. –Linkte yapay zeka tarafından oluşturulan video yer alıyor–
TikTok gazetecilerin konumlarını takip ediyor
Geçtiğimiz haftanın en önemli haberi; Douyin ve TikTok’un da içinde bulunduğu ByteDance şirketinin, uygulamanın eriştiği verileri kullanarak gazetecilerin konumlarını takip etmesi ve bu gözetimin açığa çıkmasıydı. TikTok, hâlihazırda ABD’de yetkilileri güvenilir bir platform olduğuna inandırmaya çalışırken bu haberler yayımlandı. Forbes ve Financial Times‘ta yer alan haberlerde ByteDance’in, şirket içi bilgileri sızdıran çalışanlarını tespit etmek amacıyla gazetecilerin ve şirket çalışanlarının konumlarını inceleyerek birbirlerine yakın olup olmadıklarını saptamaya çalışması yer aldı. Bu sızıntıların ardından haberde, Financial Times’ın konuyla ilgili, “Muhabirleri gözetlemek, çalışmalarına müdahale etmek ya da onların haber kaynaklarını sindirmek kesinlikle kabul edilemez. Kapsamlı araştırma sonrası resmi açıklama yapılacaktır” yanıtı paylaşıldı.
Lensa AI ırkçı olabilir mi?
Post-it’in 5. sayısında Lensa AI’ın yükselişine ve uygulama ile ilgili çeşitli endişelere yer vermiştim. O hafta gözümden kaçan ve kesinlikle okumaya değer bir yazıya geçtiğimiz günlerde rastladım. Lensa AI ile ilgili yaygın endişeler; biyometrik verilerin farklı -kötücül anlamda- amaçlarla kullanılabilme ihtimali, sanatçılara zarar verme ve becerileri köreltme potansiyeli ve son olarak toplumsal önyargıları sürdürme hatta besleme şüpheleri üzerineydi. Medium’da yayımlanan yazıda, uygulamanın Asyalı kişilerin yüz hatlarını tek düze olarak algılaması ve hepsine benzer görseller önermesi örneklerle detaylandırılmış. Yazıda yer alan, uygulamayı deneyimleyen kişilerin görüşleri Lensa AI hakkında dile getirilen endişelerin yersiz olmadığını gösteriyor.
Sosyal medya, gençlerin ve çocukların mental sağlığını kötü etkiliyor
Guardian, sosyal medyanın çocuklar ve gençler üzerine kötü etkilerini ele alan bir araştırmanın sonuçlarına yer verdi. Sosyal medyada zorbalık ve trollüğün genç ve çocukların mental sağlığına etkileri yeni bir durum değil ve bu alanda çalışmalar da yürütülüyor. Hatta ideal beden ve yaşam tarzı üzerine dayatmalar ve oluşan endüstriyi temsil edenlerin mesajlarını da zorbalığın sınırlarında tartışabiliriz. Haberde yer alan araştırmaya geldiğimizde ise sonuçları ürkütücü bir tablonun ortaya çıktığını söylemek yanlış olmayacak. Araştırmada 12 ila 21 yaşları arasındaki çocuk ve gençlerin neredeyse yarısı; sosyal medyada maruz kaldıkları yüzünden içlerine kapandıklarını, aşırı egzersiz yapmaya başladıklarını, sosyalleşmeyi bıraktıklarını ve kendilerine zarar verdiklerini ifade etmiş. Haberde de yer aldığı üzere özellikle TikTok’ta karşılaştıkları içerikler, gençler ve çocukların kendi bedenlerinden uzaklaşmalarına ve hatta bedenlerinden hoşlanmamalarına yol açıyor.
Haftanın önerileri:
- Geçtiğimiz hafta Bloomberg’de yer alan dinamik görseller ve podcast bölümü ile zenginleştirilen haberde, dünyanın beslenme alışkanlıklarında meydana gelen dramatik değişim ele alınmış. Avrupa’da beslenme kalıplarının değişmesi yüzyıllar alırken Asya’da 20-30 yılda dikkate değer bir değişim yaşanıyor. Haberde yer alan detaylara göre, dünyanın beslenme alışkanlıkları artık geçmişte hiç olmadığı kadar birbirine benziyor. Bu yakınsama, buğdaya olan talebi artırırken ithalat kaynaklarının sınırlı olması da gıda güvensizliğine yol açıyor.
- Enformasyon yükünün giderek arttığı günümüz zamanlarında, veri görselleştirmenin neden önemli olduğuna dair kısa bir hatırlatma yazısına Medium’da rastladım. Linki iliştiriyorum.
- ChatGPT furyası ve genel anlamda sohbet botları ile ilgili gündem sıcaklığını yitirecek gibi durmadığı için konuyla ilgili içerikleri takibi sürdürüyorum. Önceki bültenlerde ChatGPT’nin yanlış yönlerdirmeler sebebiyle StackOverflow ve benzer bloglarda engellendiğine değinmiştim. Medium’da yayımlanan yazıda da ChatGPT’nin yanlış bilgileri özgüvenle sunumu ele alınmış.
- Spotify her yıl, yıl içindeki dinleme alışkanlıklarımıza dair özet bir sunum hazırlasa da daha derine inmek ve Spotify verilerini kurcalamak isteyenler için güzel bir başlangıç yazısı Medium’da yer alıyor. Platformun hangi tür verileri paylaştığına ve bu verilerin sınırlarına dair uzun zamandır çeşitli sorularım var ancak açıkçası Spotify’a ayıracak vakit henüz bulamadım. İleride incelemek ve bu sebeple arşiv oluşturmak için yol haritası sunan birkaç yazıyı daha ekliyorum.
- Neredeyse tüm paylaştığım içeriklerde futbolda hâkim anlatının saha içine yöneldiğine ve çeşitli metriklerin bu anlatılarda sık sık yer bulmaya başlamasına değiniyorum. Bu metrikler arasında elbette en popüleri, “gol beklentisi” ya da bugünlerde “beklenen gol” olarak ifade edilmeye başlanan metrik diyebiliriz. Twitter’da gördüğüm, beklenen golün hesaplanma süreci ile ilgili açıklayıcı bir içeriği paylaşmak istiyorum.
- ChatGPT’nin R Dilinde özellikle basit sorgular ve kodlamalarda faydalı olabileceğinden bahsetmiştim. GPTStudio kütüphanesini eğer R Studio’ya eklerseniz çeviri, kod yorumları ve basit kodlama süreçlerini tek ekrandan sürdürebilirsiniz. Bir diğer yöntem ise API aracılığıyla iki uygulama arasında köprü oluşturmak.
- R Studio yeni adıyla Posit aracılığıyla yapılan kodlamalarda başvurulabilecek kestirme yolları aktaran yazıyı ekliyorum.
- R’dan bahsetmişken programlama dili, veri bilimi, veri görselleştirme gibi alanlarda çoğunluğu ücretsiz 300’den fazla açık erişim kaynağın bulunduğu başucu olabilecek Big Book of R koleksiyonunu paylaşıyorum.
- R ve Pyhton Dilleri arasında ileri düzeyde farklı uzmanlıklarda kütüphaneler yaygın olsa da basit veri manipülasyonu sırasında sorgular neredeyse hemen hemen aynı. Aradaki nüansların altını çizen paylaşımı ve ayrıca her iki dilin en popüler kütüphanelerinin karşılaştırıldığı yazıyı ekliyorum.
- The Atlantic sene içerisinde yaptığı, bazıları önemsiz şeyler olsa da ilgimi çeken haberlerini tek içerikte bir araya getirmiş. Keyifli bir 2022 özeti gibi görünüyor.
Bir yanıt yazın